• Mersin
  • İlçe Haberleri
  • Güncel
  • Siyaset
  • Özel Haber
  • Röportaj
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Polis-Adliye
  • Sağlık
  • Spor
  • Yazarlar
  • İletişim
Mersin Hakimiyet Gazetesi

Mersin Hakimiyet Gazetesi

  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Yazarlar
  • Puan Durumu
  • Reklam
  • Künye
  • İletişim
[x] Kapat
  • Güncel
  • İlçe Haberleri
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Polis-Adliye
  • Kültür-Sanat
  • Özel Haber
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Spor
  • Mersin Hakimiyet Gazetesi
ANASAYFA KÖŞE YAZARLARI SEKİZ NUMARALI KUTU
SEKİZ NUMARALI KUTU

Mustafa Mızrak

SEKİZ NUMARALI KUTU

14.07.2017 11:48:16

Genç bir erkeğin üç kız arkadaşı vardı ve hangisi ile evleneceğine dair karar vermesi gerekiyordu. Bir test yapmaya karar verdi. Her birine 1000 dolar verdi.

Birinci kız arkadaşı kendisine yeni elbiseler ve ayakkabılar aldı, kuaföre ve güzellik salonuna gitti. Genç erkeğe geri geldiğinde şöyle dedi:

– “Senin için en güzeli ben olmak istiyorum, çünkü seni seviyorum!”

İkinci kız arkadaşı yeni bir hokey takımı, video ve bir ay yetecek bira ile geri geldi ve şöyle dedi :

– “Bunlar senin için aldığım hediyeler,çünkü seni seviyorum!”

Üçüncü kız arkadaşı bu para ile iyi bir yatırım yaptı ve kısa bir süre içerisinde para kendini ikiye katladı. Bu karı yine yatırdı ve bu şekilde devam etti.Genç erkeğe geri geldiğinde şöyle dedi:

– “Senin bana verdiğin parayı çoğalttım, birlikte yaşayacağımız gelecek için, çünkü seni seviyorum.”

Genç erkek her üç kız arkadaşının yaptıklarından çok etkilenmişti.Bir süre için ortadan yok oldu ve arkadaşlarının verdiği cevaplar hakkında düşündü..

Çok iyi düşündü….

Gerçekten çok, çok iyi düşündü….

Bu o kadar kolay verilebilecek bir karar değildi, işi çok zordu…

Çok iyi düşündükten sonra gözleri yeşil olan kızla evlenmeye karar verdi.
Memnuniyetsizlik, olduğu yerin dışında herhangi bir yerde daha fazla mutlu olacağına inanma, sürekli kaçış arzusu, bıkkınlık, tükenmişlik, yılgınlık ve pes etme…

Bilim iki tür yabancılaşmadan bahseder. Bunların ilki doğadan kopuş anlamındaki yabancılaşmadır. İnsan, doğadan koparak kültürel, toplumsal alanda kendine ikinci bir doğa kurmak anlamında, doğaya yabancılaşır. Bu insan oluşu açıklayan niteliğiyle olumlu karşılanan yabancılaşmadır, zorunlu bir süreç olarak anlaşılır. İkinci yabancılaşma ise, bizzat sevgisizliğin yarattığı yabancılaşmadır. Bunun sonucu olarak insan kendi doğasına yabancılaşır. Böylece insan kendine, kendi emeğine, ilişkilerine, dünyaya ve yaşama yabancılaşır.

 

Doktorun biri yeni bir muayenehane açmış. Kapıya yazmış… ” Vizite ücreti 100 Dolar. İyileştiremediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz…” Vizite pahalı ama, doktor gerçekten doktor… Her gelen hasta iyileşip gidiyor… Doktorun ünü her geçen gün artıyormuş… Uyanığın biri doktora gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı geri alacak ya, kapıyı çalmış… “Doktor! Ağzımın tadı hiç yok… Öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin tadını alamıyorum…” Doktor… Adama şöyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş: “Hemşire hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin” Hemşire adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve anında tükürmüş… “Ama Bu bok!!!!!” Doktor sakin, “Evet! İyileştiniz. Tad alıyorsunuz artık..” Adam, parayı ödemiş sinirleri tepesinde gitmiş… Aradan birkaç ay geçmiş. Büyük bir hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun .. “Doktor bey, ben de hafıza kaybı başladı… Herşeyi unutuyorum…!” Doktor, adama şöyle bir bakmış yine, hemşireye dönmüş, “Kızım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?” demiş. Adam, hemen itiraz etmiş, “Ama, o kutuda bok var!”… Doktor, “Doğru! Bakın, hafızanız da yerine geldi!….” Adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı… Kurmuş da kurmuş intikam planlarını… Birkaç ay sonra.. “Doktor! Ben de iktidarsızlık başladı… Durumum kötü, hiçbir şey yapamıyorum…” Doktor adamı gözüyle şöyle bir inceleyip, “Hemşire hanım sekiz Numaralı kutuyu getirir misin” diye seslenince, adam, tüm hırsıyla, seni de sekiz numaralı kutunu da…” diye bağırmış.. Doktor gayet sakin, “Geçmiş olsun! Artık iyileştiniz..
Karanlık güçlerin kurduğu pazarın bir unsuru olarak işleyen çarklardan biri haline gelir.

Öncelikle akıl sağlığınız için, sonrasında ilişkileriniz, evliliğiniz, sağlığınız, iş hayatınız ve aile ilişkileriniz için… Mutluluğunuz için…

karanlık güçlerde kim oluyormuş

beni mutsuz ediyormuş, 10 yıllık karımdan beni boşandırıyormuş’ demeyin…

Tüketiyoruz, daha çok tüketiyoruz, biri bitmeden diğerini alıyoruz. Bir şey olabilmek için… Daha çok çalışıyoruz, daha çok borçlanıyoruz, borçlandıkça zincirlerimizden kopamıyoruz, zincirler önce ellerimizi, sonra gırtlağımızı, sonra da tüm hayatımızı sarıyor.

Ekonomik kaynağı kısıtlı olan bireyler suça çok daha fazla meyilli, çünkü insan doğası isyana yatkındır… Teknoloji sahip olmadığımız her şeyi, her gün defalarca gözümüze sokuyor. Televizyonda, sosyal medyada, medya içeriklerinde… Geçim sıkıntısı ve insani yaşam standartlarından uzak sınıf, aşırı zenginliğin arasında yükselen görgüsüzlükle birlikte verdiği mesajlara maruz kalıyor her gün… Önce reddetse de sonra kabullenme başlıyor, bu kabullenme yaşamdan vazgeçmeye kadar geliyor…
Bulunduğumuz topraklar teknolojik ve bilim anlamında Batı’dan çok sonra gelişti… Hatta teknolojik cihazlarımızın birçoğunu hâlâ Batı’dan temin ediyoruz. Bahsettiğim yabancılaşma sürecimiz onlarda yıllar öncesinde başladı, bireysellik yabancılaşmayı kaçınmaz hale getirdi. Tükettikçe, teknolojik hale geldikçe, kapitalizmin çarkının küçük birer parçası haline geliyor, ‘insan’ olmanın gerçek duygusunu unutuyoruz.

Sadece daha fazla araba, kıyafet, telefon mu tüketiyoruz? Hayır…

Daha fazla arkadaş, daha fazla eş, daha fazla sevgili, daha fazla vakit harcıyoruz. İnsanlar, diğer insanları gözünde metalaştırmaya başlıyor, çünkü karanlığın çıkar ve kâr mantığı sosyal ilişkilerde de amaç haline geliyor…

Nasıl ki asfaltı, betonu yarıp filizlenen çiçekler varsa; nasıl ki doğa bir yerden gün yüzüne çıkıyorsa; insan da üstüne yapıştırılan onca etiketten, omuzlarına koyulan onca sorumluluktan, ‘bir şey’ olabilme savaşından ve tüm bunların ağırlığından yorulduğu an içindeki ‘insan’ ortaya çıkıyor. Sevgisi olan hayatını değiştirebiliyor, yeni bir iş, yeni bir şehir, yeni bir ülke ya da yeni bir hayat kurabiliyor.
İmkanı olmayan ise, şartlarını değiştiremeyip tüm bu yüklere katlanmak zorunda olduğunu hissettiğinde, özündeki insanın isyanı başlıyor. Sevgisizlik iradesizlik, ruhsal sarsıntılar, aldatma, yalana başvurma, madde bağımlılığı, suça meyil…

Şartsızlığına rağmen şart oluşturmaya çalışanlar ise, hırsızlık, dolandırıcılık, fuhuş…

Bu nedenledir ki ekonomik refaha göre suç oranı artar ya da azalır…

Birileri bize bir şeyler satmak zorunda, satın almadıkça değersizsin… En son ne zaman tüm kaygılarınızı bir kenara bırakarak, özençlerinizi, gördüklerinizi bir kenara bırakarak karar verdiniz? Tercihleriniz gerçekten sizin tercihleriniz mi?
Sahip olmadıkları için eleştirdiklerimiz, sahip oldukları için eleştirdiklerimiz, farklı olanı eleştirdiklerimiz, eleştirdiklerimizin aynısı olan bizler…

Yalnız değilsiniz… Yatağa yattığınızda sizi uyutmayan ne varsa, çok benzeri dertlerle uyuyamayan milyonlarca insan var…

Değişimi ufak bir adımla bile başlatabiliriz… Başka bir dünya mümkün, yeter ki yaşamınızda sevgiyi çoğaltın.SEVGİYLE KALIN.ÇÜNKÜ SEVGİNİZ YOKSA İÇİ BOŞ ÇINLAYAN BİR BAKIR KAPTAN FARKINIZ OLMAYACAKTIR.

Bu içerik toplam 335 gösterim almıştır.

Bu habere yorum yazmak ister misiniz ? Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

SENDE YORUM YAZ

YAZARIN DİĞER YAZILARI

26.04.2018 IŞIĞIN MUHTEŞEM GÜCÜ

26.04.2018 IŞIK KARANLIKTA PARLAR KARANLIK ONU ALT EDEMEZ

10.04.2018 KİBİRLE GELEN FELAKET

09.04.2018 KESİNLİKLE DOĞRU

06.04.2018 KENTLERİN MAYASI

30.03.2018 KELAMIN GÜCÜ

30.03.2018 KAYIP HİKAYE

28.03.2018 MEDENİYETİN RUHU

20.03.2018 MAVİYE SONSUZ YOLCULUK

13.03.2018 MAVİ KIZ YEŞİL ÇOÇUK

DİĞER YAZARLAR

Celal Çelik
<?php echo $user->display_name ?>
AYNI TEZGÂH / KİMSAL SİLAH
Cihan Özbağdat
<?php echo $user->display_name ?>
TUTABİLDİKLERİM
Ebubekir Bağcı
<?php echo $user->display_name ?>
ASLA PES ETME
Erol Kamalak
<?php echo $user->display_name ?>
Peki, bizim çocuklar ne iş yapacak?
Gülay Alkar
<?php echo $user->display_name ?>
Sanki ilk günden beri hayat tuhaf!
Hatice Hülya
<?php echo $user->display_name ?>
KALİTELİ YAŞAM
Hüseyin Uz
<?php echo $user->display_name ?>
Sevgi dilli kişisel özgürlük !
İlker Tahsin Asker
<?php echo $user->display_name ?>
Kayıp Zamanlarım
İsa Altun
<?php echo $user->display_name ?>
Blockchain Projesi
Mustafa Mızrak
<?php echo $user->display_name ?>
IŞIĞIN MUHTEŞEM GÜCÜ
Tuncay Şenadlı
<?php echo $user->display_name ?>
“Adam olamazsın”
Uğur Pişmanlık
<?php echo $user->display_name ?>
SOKRATES OLMAK ZOR İŞ
  • Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Güncel
  • İlçe Haberleri
  • Kültür-Sanat
  • Mersin
  • Özel Haber
  • Polis-Adliye
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor

© 2016 Wpmedya Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.
152 sorgu ile, 0,9840,984 sn. de oluşturuldu.